İstanbul'un Anadolu yakasındaki
Kadıköy ilçesinde bulunan ve TCDD'nin ana istasyonu olmasıyla beraber ülkemizin önemli gar binalarından olan Haydarpaşa Garının 1872 yılında inşaatına başlandı ve 1908 yılında hizmete açıldı. İçerisinde bulunduğumuz yıl itibariyle 111 yıllık geçmişi olan Haydarpaşa Garı nice ayrılıkların ve nice kavuşmaların adresi oldu. Tarih sahnesinde Osmanlı'nın yıkılışından Cumhuriyetin kuruluşuna ve nice tarihi olaylara şahitlik etti. Bir çok kez tarih sahnesinde onun da adı geçti. Bir çok kez de alevler içinde kaldı ve her seferinde onarıldı. 2010 yılında geçirdiği son yangından sonra restorasyon sürecine giren tarihi gar binası 2010 yılından bu yana ne hizmet verebiliyor ne de ziyaret edilebiliyor, âdeta uzun bir uykuya yatmış durumda. Aslında bize anlatmak istediği çok şey var, gelin birlikte Haydarpaşa Garının tarihini inceleyelim...
İstanbul'dan Bağdat'a...
1872 - İlk İstasyon...
İstanbul -
İzmit demiryolu hattının açılmasıyla birlikte 11 Mart 1872'de bir tren garı inşaatına başlanır. İki katlı ahşap yapı, aynı yılın Eylül ayında Haydarpaşa - Pendik hattının sefere başlamasıyla hizmete girer. O dönemde güzergah üzerindeki diğer istasyonlar da ahşap ve iki katlıdır. Tren yolunun inşasıyla birlikte bölgenin görünüşü de değişmeye başlar. Mesire alanı ve eğlence yeri olarak anılan Haydarpaşa,
İstanbul'un simgesi ve giriş kapısı olacaktır yakında.
1889 - Alman kralı İstanbul'da...
|
Alman İmparatoru II. Wilhelm’in İstanbul’u ziyareti sırasında Sultan II. Abdülhamid ile birlikte çizilen resmi (L’Illustration, 22 Ekim 1898) |
En başa gidelim, 1889 yılına! 1889 yılına gelindiğinde
İstanbul - Bağdat Demiryolunun yapımına karar verilir. Yapım işleri ve Haydarpaşa'da inşaa edilmesine karar verilen Tren Garının yapımı Alman Firmalar tarafından gerçekleştirilecektir. Bu kapsamda yapılan görüşmelere
Almanya Kralı II. Wilhelm'de bizzat katılır ve bu vesileyle oluşan işbirliğini taçlandırmak için Sultan Ahmet Meydanındaki
Alman Çeşmesini inşaa ettirir.
1906 - Sağlam bina, sağlam temel...
Gar binası 21 metre uzunluğundaki 1100 adet (bazı kaynaklara göre 1700 adet) meşe kazık üzerine oturtulmuştur. Bu kazıklar, 20 metre yüksekliğindeki buharlı şahmerdanlarla çakılarak denizle aynı seviyeye getirildikten sonra üzerine beton dökülmüş ve düz bir zemin elde edilmiştir.
Haydarpaşa Anadolu'yla bezeniyor...
Osmanlı'nın ihtişamına yakışmalı...
Haydarpaşa Tren Garı'nın inşaatına 1906 yılında başlanır.
II. Abdülhamit, gösterişli bir bina yapılmasını ister.
Hicaz'a kadar ulaşmasını istediği demiryolunun ana istasyonu Osmanlı'nın ihtişamına yakışır olmalıdır. Yapının tasarımını
Philipp Hollzmann Şirketinden
Helmut Cuno yapar. Yapının inşaatı sırasında
Otto Ritter'de çalışmalara katılacak ve Haydarpaşa'nın iki mimarından biri olarak adını tarihe yazdıracaktır. Haydarpaşa mimari açıdan 19. Yüzyılın ihtişamının temsilcisi olmakla beraber, ampir bezemeleriyle Osmanlı İmparatorluğunun simgelerine sahip ve aynı oranda dönemin yeni dostu Alman izlerini barındıran bir yapıdır.
Hereke'den Lefke'ye, İznik'ten İstanbul'a...
Denizden kazanılan arazinin genişliği 70 hektar olup, derinliği 8 metredir. Temeli Hereke'den getirilen pembe taşlar üzerine yükselirken, cephesine de Bilecik Osmaneli civarından getirilen açık nefti, işlemesi kolay, hava etkilerine dayanıklı Lefke taşı kullanılmıştır. İznik'ten getirilen çinilerle bezenir bir çok alan.
Tarih sahnesine çıkma zamanı!
1908 - Kentin yeni kapısı...
Tarih 19 Ağustos 1908'i gösterdiğinde hizmete açılır Haydarpaşa Tren Garı. 1909 yılının hemen başında büyük bir talihsizlik yaşayacak ve çıkan bir yangın sonrasında hasar görecektir.
1909 - Haydarpaşa geç de olsa açılıyor.
Onarımının tamamlanıp yeniden faaliyete geçtiği tarih 4 Kasım 1909'dur. Üç farklı tonda çinilerle bezeli bekleme salonu bir çok yolculuğa tanıklık etmek için hazırdır. Umutları, sevinçleri ve hüzünleri taşımaya başlar Haydarpaşa.
İlk facia! İlk yara!
1917 - Kaza mı? Sabotaj mı?
1917 yılına gelindiğinde büyük bir talihsizlik daha yaşar Haydarpaşa. I. Dünya Savaşının en hararetli döneminde mühimmat ve erzak dolu bir vagonla bir banliyö treninde meydana gelen patlama sonucu yangın çıkar. Sonrasında anlaşılır ki İngiliz bir casusun sabotajı sonucudur, meydana gelen bu elim olayda ciddi hasar alır bina. O günün şartları ve sonrasında gelişen olaylar sebebiyle onarımı yapılamaz.
1930 yılında başlatılan çalışmalarla aslına uygun halde onarılmaya çalışılır. Ahşap olan çatı, çelik konstrüksiyon olarak ilk halline yakın bir şekilde yükselir
İstanbul semalarında.
1979 - Independanta Faciası
15 Kasım 1979’da dönemin Sovyet Romanya'sına ait Independenta tanker gemisi ile Yunan Evriali gemisi
İstanbul boğazında çarpıştı. Yangın söndürülme aşaması günlerce sürdü ve
Independanta gemisi de Haydarpaşa Garının yarım mil açığına sürüklendi. O esnada büyük bir patlama ile Haydarpaşa Garının tüm camları patlama etkisiyle kırılmıştı. Bu olay aslında bir veya bir kaç paragraf ile anlatılacak bir olay değil. Eğer merak edip okumak isterseniz
"Independanta Faciası" adlı yayınımızı incelemenizi tavsiye ederiz.
2010 yılında çıkan yangın ve sonrası...
|
2010 Yangını |
2010 yılında
Avrupa Kültür Başkenti seçilen
İstanbul'da Gar binasında yapılan onarım çalışmalarından kaynaklı çıkan bir yangında Haydarpaşa Garının çatısı küle dönmüştü. En son 27 Ekim 2018 tarihinde ise boş vagonların bulunduğu alanda hala bilinmeyen bir nedenle yangın çıkmıştır. Gara sevk edilen çok sayıda itfaiye ekibinin mücadelesiyle yangın kontrol altına alınmıştır.
Son durum...
28 Kasım 2010 tarihinde çıkan yangında çatı tamamen, kuleler de kısmen yanarak zarar görmüştü. Yangın sonrası
Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarihi garın orijinal haline sadık kalarak restorasyon süreci başlatmıştı.
Kadıköy Belediyesi’nin de onay verdiği süreç sonrası anıtlar kurulu kararıyla tüm binanın restore edilmesine karar verilmişti. Bu amaçla çalışmalar 2016 yılı içinde başlamıştı. Şuan 2019 yılının Ağustos ayındayız ve halen restorasyon devam ediyor. Gardaki güvenlik görevlilerinden edindiğimiz bilgiye göre 2-3 sene daha restorasyonun devam edeceği söyleniyor. İçine giriş yasak, gar girişinde bulunan esnaflar sinek avlıyor.
Bu içerik Harun İstenci tarafından aşağıda belirtilmiş olan kategoriler altında oluşturulmuş ve yayınlanmıştır. İçeriğin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur. | İstenci Systems
Harun İstenci Hakkında
1997 yılında İstanbul'da dünyaya geldi ve memleketi Kastamonu. Çocukluğundan bu yana bilgisayar sistemleri üzerinde çalışıyor ve internet üzerinde içerik üretiyor...
Yorum Gönder
Yorum alanı herkese açıktır. Olağan dışı bir yorum algılandığında topluluk politikalarımız gereğince 24 saat içinde kaldırılacaktır.